Leke Tedavisi Yöntemleri

3 farklı uygulama ile cildinizde görünür değişiklik...

Lekeler, UV ışınlarına uzun süreli maruz kalınması sonucunda gelişen, küçük rengi koyu sarı ve kahverengiye kadar değişiklik gösteren pigmentlerde cilt lezyonlardır. Lekeleri aynı zamanda kişinin genetik özellikleri, hormonal durumu, alınan sıvı gıdalar ve ilaçlar da etkilemektedir.

Lekeleri önemseyin...

Güneş ışınlarına maruz kalındıkça renklerde daha çok koyulaşma belirgin hale gelir. Ancak lekelere neden olan tek etken güneş ışığı değildir. Son yıllarda oldukça rağbet gören solaryum da leke oluşmasına neden olabilmektedir.

Güneş ışınlarının cilde etkisi

Güneşin cilde zararı yaymış olduğu UVA, UVB ışınlarıdır. Bu ışınlar hakkında ya da birbirinden farkı hakkında pek bilinmemekle beraber ultraviyole A ışınlarının yeryüzüne ulaştığı ancak ozon tabakasından geçemeyen ışınlar olduğu bilinmektedir. Bu özelliği nedeniyle güneş ışığında UVB'ye göre 1000 kat daha yoğun bulunmaktadır. Bronzlaşma özelliği ise bulutlardan ve camlardan geçebildiği gibi derinin de alt tabakalarına etkisinden gelmektedir. Ultraviyole B ışınları ise yeryüzüne ulaşabilir bu nedenle güneş yanıkları veya kızarmaya neden olmaktadır. Deriye etkisi aynı zamanda derideki hücreler, bağ dokusu ve deri damarlarında hasar meydana getirmektedir. Ancak UVB ışınının UVA ışınından daha zararlı olduğu söyleniyor olsa da son araştırmalar UVA ışınının daha zararlı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak özellikle güneş altında çalışanlar, ve uzun süreli bilinçsiz güneşlenenler deri kanseri açısından risk altındadır.

Pigmentasyon

Pigmente lezyon, cildin belirli bir bölgesinde pigmentlerde meydana gelen anormal renk değişimidir.

Pigmenter lezyonların sebepleri;

  • Yaş
  • Yaşlılık
  • Güneşe uzun süreli maruz kalma

olarak sıralanabilir.

Pigmenter lezyonların lazer ile tedavisi kolay değildir ve bu nedenle de doğru ve etkili tedavi için tecrübe ve uygun olan lazer gereklidir. Özellikle bazı lazerlerin yüzeysel, bazılarının ise agrsif olarak tedavi ettiği lazyonar için geçerlidir. Medikal estetik alanında teknolojik gelişimlerin çok hızlı olduğu düşünüldüğünde bu tür uygulamaların ve tedavilerin üniversite veya devlet hastanelerinde olması uygun değildir. Ancak kişilerin estetik kaygılarını göz önüne aldığımızda bu alandaki konularda uzmanlaşmış doktorlar tarafından yapılması gerekir.
 

Merkezimizde kullanılan leke tedavileri:

Fototerapi İle Leke Tedavisi

Cilde rengini veren melanin pigmetidir. Leke ise melanin pigmentinin normal konsantrasyonundan daha fazla bulunması nedeni ile oluşmaktadır.

Bu lekelerin oluşma sebepleri:

  • Doğumdan itibaren gelenler
  • Yaşın ilerlemesi
  • Güneşin cilde vermiş olduğu zarar.

Lazer ile leke tedavisinde uygulama esnasında lazer enerjisinin melanin içeren hücreler tarafından yoğun olarak absorbe(emilim) edilmesi ile etki eder. Bu esnada diğer cilt renginde olan hücrelerde etkisi az veya hiç yoktur.

Lazerle leke tedavisi çok ağrılı bir işlem değildir. Tedavinin ağrısız olması için işlem öncesi anestezik kremler sürülebilir.
 

Tedaviye başlamadan önce dikkat edilmesi gerekenler;

  • Uygulama yapılacak bölgelerin güneş veya bronzlaştırıcı kremlerden olmaması gerekir. Aksi takdir de daha koyu bölgelerde irritsyon olabilir.
  • Cilt kanseri olanlar doktorlarını mutlaka bilgilendirmelidir.
  • Cilt kanseri şüpheniz varsa bu konuda öncü bir dermatoloğa mutlaka muayene olunması gerekir.

Cilt kanseri olanlara lazerle leke tedavisi uygulanmaz. Bu konuda şüphe görüldüğünde biyopsi alınır ve sonuca göre tedavi planlanır.

Muayene sonrasında uygun tedavi yöntemi belirlenir ve doktorunuz sizi bu konuda bilgilendirir.
 

Ortalama müdahale süresi: Kişiye özel planlanır.

Anestezi kapsamı: Lokal anestetik kremler

Riskleri: Uygulama sonra ciltte güneş yanığına benzer ağrı ve kızarıklık oluşur. Ve bu ilk 24 saat genellikle kızarıklık devam eder. Bu durum 1-2 hafta içinde ortadan kalkar ve lekelerin rengi açılır. Tedaviden sonraki 1-2 ay içerisinde cilt renginde açılma veya koyulaşma olabilir.

İyileşme süreci: Tedavinin etkisi tamamen kayboluncaya kadar ve cilt rengi normale dönene kadar tedavi edilen bölge güneşten korunmalıdır.
 

Leke Tedavisinde Oksijen ve Mikrodermabrazyon

Kırışıklıkların ce cilt sorunlarının gözle görülür bir şekilde iyileştirilmesi ve giderilmesinde kullanılan yöntem olan mikro kristallerin cilde püskürtülmesi ile cildin yüzeysel tabakalarının aşındırılması tedavisidir.

İşlem sırasında cilt yüzeyine mikrokristaller etki ederek yumuşak bir soyma işlemi yapar bu esnada ölü hücreler ve deri atıkları da cihazın vakum sistemi tarafından emilir.

Soyma işlemi fiziksel ve ağrısızdır.

Anestezi kapsamı: anesteziye gerek duyulmayan bir işlemdir

Riskleri: cilt alerjileri, hipertrofik iz, yeni iz oluşumu, keloid artışı gibi yan etkilerin az olması nedeniyle doktorların da tercih ettiği yöntemdir.
 

Seans sonrasında;

- Tıkanmış gözenekler açılır

- Bazal katmandaki hücre oluşumu desteklenmiş olur

- Vücutta protein üretimi artar

- Kolajen üretimi aktifleştiği için ciltte belirgin olarak toparlanma ve canlanma gözlenir.

Vital O2 Oksi Terapatik Bakımın Faydaları

Oksijenin birçok faydası etkinliğini bu bakımda göstermektedir.

- Hücresel metabolizma ve kan dolaşımını uyarır

- Hücreler arası lenf, bağ dokusu ve bazal tabakanın beslenmesini sağlar

- Zarar görmüş dokuların yenilenmesini sağlar

- Yaşlanmayı azalttığı gibi aynı zamanda cildi güçlendirir ve sıkılaştırır.

- Aktif aknelerin azalmasını sağlar

- Serbest radikallere karşı koymak için cildin antibakteriyel savunmasını güçlendirir.
 

Leke Tedavisinde Kimyasal Peelingler ve Uygulamaları

Kimyasal peeling, günümüzde yaygın olarak hem kozmetik hem de teröpatik amaçla kimyasal maddeler uygulanarak cildin dermis ve epidermis tabakalarında makroskopik ve mikroskopik düzeyde değişiklikler oluşturulmasını sağlayan bir yöntemdir.
 

Kimyasal Peelingin etki mekanizmasi ve dermatopatolojik değişiklikler

Kimyasal peelingin birçok endikasyonu mevcuttur. En sık etkisi ise güneş lekeleri(solar hasar) ve yaşlanmaya bağlı olarak oluşan değişikliklerin tedavisinde kullanılmaktadır. Bu iki hasara uğrayan deride görülen en önemli özellik elastozistir. Elostozis ise dermal kollajenlerin yerini yoğun bir şekilde düzensiz ve kalın elastik fibrillerin aldığı deneratif bir olaydır. Buna bağlı olarak elastozis ve kollajen arasında ters bir orantı vardır. Böylece dermisteki fibröz ağ viskoelastik özelliğini kaybeder ve gerilmeye karşı direnç azalmış olur. Meydana gelen bir başka değişiklik ise kan damarlarının düzensizleşmesidir.

Dermis ve epidermise etki eden kimyasal peeling uygulamalarından sonra bu bölgelerde kontrollü bir kimyaal yanık oluşmaktadır. Bu bölgelerden elastotik tabakalar uzaklaşırken bunların yerine ise yeni üretilen kolajenler alır.

Peelingden 48 saat sonra alınan biyopsilerde epidermisten papiller dermise kadar uzanan kerotokoagülasyon nekrozu ve bunun çevresinde de inflamatuar bir reaksiyon görülür. Epidermal rejenerasyon 48 saat sonra başlar ve 7 günde tamamlanır. Dermal rejenerasyonun ise daha geç meydana geldiği görülmektedir.

3 ay sonra alınan biyopsilerde peeling öncesi dağınık ve düzensiz haldeki kollajenin miktarının arttığı hem de katı ve kompact bir hal aldığı görülür. Aynı zamanda üst dermiste ise yaklaşık 2-3 mm kalınlığında düzenli bir dizilim gösteren dermal fibril demetleri oluşmaktadır.

Peeling sonrası oluşan bu histopatolojik değişiklikler genellikle 15-20 yıl devam edip, ömür boyu da kalıcı olabilmektedir.